• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

İyotkokusu.com

Hoş geldiniz!

Edebiyat Köşesi
Saat
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339
Site Haritası

İnanç ve Vicdan Hürriyetine inanan bir lider

www.iyotkokusu.com/Atatürk




MUSTAFA KEMAL ve DİN





Dinin Lüzumu Konusundaki Görüşleri

“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur.”  Gazi M.KEMAL


Atatürk iyi bir din eğitimi almış inançlı bir insandır. Ailesinden ve okuldan aldığı din eğitimine ilaveten kendisini dini konularda camiide hutbe okuyacak kadar iyi yetiştirmiştir. Türk halkının dinini aslına uygun iyi öğrenmesini istemiştir. Bunun için Kur’an’ı, Hz. Muhammed’in hayatı ve temel din kitaplarını Türkçe olarak yayınlatmıştır. Din Eğitimini önemli görmüş, okullarda yapılmasını istemiştir.

Atatürk dinin değil; cehalet, bid’atlar, hurafeler ve din istismarcılarının karşısındaydı. Bu da bazı çevrelerce din düşmanlığı şeklinde algılanmış ve gösterilmiştir. O, Kur’an’ın özüne uygun Hz. Peygamber zamanındaki gerçek İslamiyet’in yanındaydı. Dini ve gerçek din bilginlerini övmüştür. Ayrıca şu sözleri de eklemiştir;

  Peygamberimiz tilmizlerine dünya milletlerine İslamiyeti kabul ettirmelerini emretti, bu milletlerin hükümeti başına geçmelerini emretmedi. Peygamberin zihninden asla böyle bir fikir geçmemiştir.


  Bütün zorba hükümdarlar hep dini alet edindiler; Hakiki ulema, dini bütün alimler hiçbir vakit bu zorba hükümdarlara boyun eğmediler. Fakat gerçekte alim olmamakla beraber, sırf o kılıkta bulundukları için alim sanılan, çıkarına düşkün haris ve imansız bir takım hocalar da vardır. Hükümdarlar işte bunları ele aldılar ve işte bunlar dine uygundur diye fetva verdiler. Gerektikçe yanlış hadisler uydurmaktan çekinmediler. Gerçek ve imanlı ulema her vakit her devirde bunların kinine hedef oldu.

İntisap etmekle bahtiyar olduğumuz İslam dinini, asırlardan beri alışılmış olduğu üzere bir siyaset vasıtası mevkiinden kurtarmak ve yükseltmek elzem olduğu hakikatini müşahade ediyoruz. Mukaddes ve lahuti olan inançlarımızı ve vicdanlarımızı çapraşık ve değişken olan ve her türlü menfaat ve ihtirasların tecellisine sahne olan siyasetten ve siyasetle ilgili bütün hususlardan bir an evvel ve kesin olarak kurtarmak, milletin, dünya ve ahiret saadetinin emrettiği bir zarurettir.








Atatürk’ün Dini Siyasete Alet Edenler ile Mücadele Edilmesi Gerektiğine İlişkin Sözleri

Adî ve alçak hilelerle hükümdarlık yapan halifeler ve onlara dini âlet yapmaya tenezzül eden sahte ve imansız bilginler, tarihte daima rezil olmuşlar, rezil edilmişler ve daima cezalarını görmüşlerdir. Dini kendi tutkularına âlet yapan hükümdarlar ve onlara yol gösteren hoca isimli hainler, hep bu sonuca sürüklenmişlerdir. Böyle yapan halife ve din bilginlerinin arzularına kavuşamadıklarını, tarih bize sayısız örneklerle açıklamakta ve kanıtlamaktadır.

Artık bu milletin ne öyle hükümdarlar, ne öyle bilginler görmeye katlanması olasılığı yoktur. Artık kimse, öyle hoca kılıklı sahte bilginlerin yalan dolanına önem verecek değildir.
En bilgisiz olanlar bile o gibi adamların niteliğini gerektiği gibi anlamaktadır. Fakat bu konuda tam bir güven sahibi olmaklığımız için bu uyanıklığı, bu dikkati, onlara karşı bu nefreti, gerçek kurtuluş anına kadar bütün kuvvetiyle, hatta artan bir kararlılıkla korumalı ve sürdürmeliyiz.

Eğer onlara karşı, benim kişiliğimden bir şey anlamak isterseniz, derim ki, ben kendim onların düşmanıyım. Onların olumsuz yönde atacakları bir adım, yalnız benim kişisel imanıma değil, yalnız benim amacıma değil, o adım benim milletimin yaşamıyla ilgili, o adım milletimin yaşamına karşı bir kötü niyet, o adım milletimin kalbine yöneltilmiş zehirli bir hançerdir. Benim ve benimle aynı fikirde arkadaşlarımın yapacağı şey, kesinlikle ve kesinlikle o adımı atanı tepelemektir.

Şüphe yok ki, millet birçok özveri, birçok kan pahasına, en sonunda elde ettiği vazgeçilmez ilkesine kimseyi saldırtmayacaktır. Bugünkü hükümetin, meclisin, yasaların, Anayasa'nın nitelik ve sebebi hep bundan ibarettir. Sizlere bunun da üstünde bir söz söyleyeyim. Sayalım ki, eğer bunu temin edecek yasalar olmasa, bunu temin edecek meclis olmasa, öyle olumsuz adım atanlar karşısında herkes çekilse ve ben kendi başıma yalnız kalsam, yine tepeler ve yine öldürürüm. 1923 (Atatürk'ün S.D.II, s. 146)

---------------------------------------------------------------------
Atatürk’ün Dinin Siyasete Alet Edilişi ve Bunun Yol Açtığı Zararlar ile İlgili Düşünceleri

Bizi yanlış yola yönelten soysuz kimseler bilirsiniz ki, çok kere din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep şeriat sözleriyle aldata gelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz... Görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar hep din niteliği altındaki küfür ve kötülükten gelmiştir. Onlar her türlü hareketi dinle karıştırırlar. Halbuki, Allah'a şükürler olsun hepimiz Müslümanız, hepimiz dindarız; artık bizim, dinin gereklerini öğrenmek için şundan bundan derse ve akıl hocalığına gereksinmemiz yoktur. Analarımızın, babalarımızın kucaklarında verdikleri dersler bile, bize dinimizin esaslarını anlatmaya yeterlidir.
1923 (Atatürk'ün S.D.II, s. 127)
---------------------------------------------------------------------
Atatürk’ün Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ile Dinin Siyasete Alet Edilişi Hakkındaki Görüş ve Düşünceleri

"Parti, dinî düşünce ve inançlara saygılıdır" kuralını bayrak olarak eline alan kimselerden, iyi niyet beklenebilir miydi? Bu bayrak, yüzyıllardan beri, cahil ve bağnazları, hurafelere inananları aldatarak özel amaçlar sağlamaya kalkışmış olanların taşıdıkları bayrak değil miydi? Türk milleti, yüzyıllardan beri sayısız felâketlere, içinden çıkabilmek için büyük özveriler gerektiren pis bataklıklara hep bu bayrak gösterilerek yöneltilmemiş miydi?
Cumhuriyetçi ve ilerici olduklarını zannettirmek isteyenlerin, aynı bayrakla ortaya atılmaları, dinî bağnazlığı coşturarak, milleti, cumhuriyetin, ilerleme ve yeniliğin tamamen aleyhine kışkırtmak değil miydi? Yeni parti, dinî düşünce ve inançlara saygı perdesi altında: Biz hilâfeti tekrar isteriz; biz yeni yasalar istemeyiz; bizce Mecelle yeterlidir; medreseler, tekkeler, cahil softalar, şeyhler, müritler, biz sizi koruyacağız; bizimle beraber olunuz. Çünkü, Mustafa Kemal'in partisi hilâfeti kaldırdı. İslâmiyeti bozuyor. Sizi gavur yapacak, size şapka giydirecektir diye bağırmıyor muydu! Yeni partinin kullandığı kalıplaşmış anlatım, bu gerici feryatlarla dolu değildir denilebilir mi?

Efendiler, olaylar da gösterdi ve kanıtladı ki, Terakkiperver Cumhuriyet Partisi programı en hain beyinlerin ürünüdür. Bu parti, memlekette suikastçıların sığınağı, güvenme ümidi oldu; dış düşmanların, yeni Türk Devleti'ni, taze Türk Cumhuriyeti'ni yıkmaya yönelik plânlarının kolaylıkla uygulanmasına yardımcı olmaya çalıştı.
1927 (Nutuk II, s. 889-890)
---------------------------------------------------------------------
Atatürk’ün Dini Kullanan Aktörler ile İlgili Düşünceleri - Sözleri

Bunca yüzyıllarda olduğu gibi, bugün de, milletlerin bilgisizliğinden ve bağnazlığından yararlanarak bin bir türlü siyasî ve kişisel amaç ve çıkar sağlamak için, dini âlet ve araç olarak kullanmak girişiminde bulunanların, içeride ve dışarıda varlığı, bizi bu konuda söz söylemekten, ne yazık ki, henüz uzak bulundurmuyor. İnsanlıkta, din hakkındaki bilgi ve anlayış, her türlü hurafelerden sıyrılarak gerçek bilim ve tekniğin ışıklarıyla arınmış ve mükemmel oluncaya kadar, din oyunu aktörlerine, her yerde tesadüf olunacaktır.
1927 (Nutuk II, s. 708)


---------------------------------------------------------------------


''Din bir vicdan meselesidir.Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir.Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasde ve fiile dayanan taassupkar hareketlerden sakınıyoruz.''   Gazi K.ATATÜRK


''Herkes kendi vicdanına göre,dininin icaplarını yapmalıdır ki,ben de bu fikirdeyim,ama,yani din işlerini kesinlikle devlet işlerine karıştırmam,karışanı da kim olursa olsun çok ağır cezalandırırım.''     M.Kemal ATATÜRK

 
''Fıkıh'taki zamanın değişmesiyle hükümlerin değişmesi inkar olunamaz kaidesi ,adalet siyasetimizin temel taşıdır.''  Gazi K.ATATÜRK


 
''Şu anda batıl itikatlardan oluşan ikinci bir din mevcuttur.Fakat bu cahiller sırası gelince aydınlatılacaktır.''  M.Kemal ATATÜRK


 ''Tekkeler de behemahal kapatılmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti her şubede irsatlarda bulunacak kudreti haizdir. Hiçbirimiz tekkelerin irsadina muhtaç değiliz. Biz medeniyet, ilim ve fenden kuvvet alıyoruz. Başka bir şey tanımıyoruz.''  Gazi K.ATATÜRK


''Bizim dinimiz, milletimize hakir, miskin ve zelil olmayı tavsiye etmez. Tam tersine Allah da, Peygamber de insanların ve milletlerin izzet ve şerefini korumalarını emrediyor.''  Gazi K.ATATÜRK



''Türkiye Cumhuriyetinde herkes Allah’a istediği gibi ibadet eder. Türk Cumhuriyetinin resmi dini yoktur. Türkiye’de bir kimsenin fikirlerini, zorla başkalarına kabul ettirmeye kalkışacak kimse yoktur ve buna müsaade edilemez.  Gazi K.ATATÜRK


''Arkadaşlar,efendiler ve ey millet,iyi biliniz ki,Türkiye Cumhuriyeti şeyhler,dervişler,müritler,meczuplar memleketi olamaz.En doğru,en hakiki tarikat medeniyet tarikatıdır.''   M.Kemal ATATÜRK

''Tarihimizin en mutlu dönemleri,hükümdarlarımızın halife olmadıkları zamanlardır.''  Gazi M. Kamal ATATÜRK

''Milletimiz din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete maliktir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet, milletimizin kalb ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz.''  M.Kemal ATATÜRK















Yorumlar - Yorum Yaz