• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

İyotkokusu.com

Hoş geldiniz!

Edebiyat Köşesi
Saat
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339
Site Haritası

Müzik

www.iyotkokusu.com/Müzik





Mustafa Kemal Atatürk ve Müziğe Verdiği Değer











Mustafa Kemal Atatürk, temelleri yeni atılan Türkiye Cumhuriyeti‘nde, her şeye yeniden başlamak durumunda kalmıştı. Bu yenilik ve değişimlerin içerisinde müzik, en başlarda gelmekteydi. Atatürk, müziğe verdiği değeri her fırsatta dile getirirdi ve bu sebeple de musiki de yapılacak tüm değişikleri bir devrim olarak görürdü.

Atatürk’e göre ulus olabilmenin en büyük ve hatta tek şartı, ortak kültüre sahip olmaktı. Müzik ise bir milletin kültürünün yapı taşlarındandır. Bu sebeple tüm kurumlar değiştirilirken ve yenilenirken, musiki konusunun da üzerinde durulması gerekmekteydi. Fakat, dönemin şartlarında bu durum elbette oldukça zordu. Çünkü, müzikte yapılacak olan herhangi bir devrim, kökleri çok eskiye dayanan Osmanlı müziğinin yüzyıllık bir alışkanlığını değiştirmekti.


Türk Müziğinde Yeni Dönem

İlk olarak 1916 senesinde kurulan “Darülelhan” birçok yenilik ve düzenlemenin ardından, 1927 senesinde, “İstanbul Konservatuvarı” adını almıştır. “Muzıka-ı Hümayun” bünyesinde bando, fasıl heyeti ve orkestra bulundurmaktaydı ve 1924 yılında Ankara’ya taşınarak ismi “Risayet-i Cumhur Musiki Heyeti” olarak değiştirilmiştir. (Yani bugünkü Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası)


Cumhuriyetin ilk on yılında İstanbul ve Ankara’da birçok klasik batı müziği konserleri yapılmıştı. Belirli zamanlarda ve halka açık şekilde yapılan konserler sayesinde, ünlü bestecilerin senfonik eserleri halka tanıtılmaktaydı.

1924 yılında Ankara’da kurulan Musiki Muallim Mektebi, 1937 yılında Gazi Terbiye Enstitüsü Müzik Bölümü ve 1938’de Ankara’da kurulan Askeri Müzik Okulu Atatürk’ün direktifleri doğrultusunda günümüze kadar gelişerek gelmeyi başarmış önemli kurumlardandır.



“En Zor Devrimlerden Biri…”

Atatürk, müzik devriminin en zor devrimlerden biri olduğunu; çünkü müzik devriminin kişiye iç dünyasını önce unutturmayı, daha sonra da yeni bir aleme yöneltmesi gerektiğini belirtmişti. Ne kadar zor bir devrim olsa da yapılması gereken bir devrim olduğunu her fırsatta dile getiren Atatürk, Alman bir gazeteci ile yaptığı röportajda, Yeni Türkiye’nin Avrupa ile arasında dört yüz yıllık bir fark olduğunu söylemişti. Bu sebeple de farkı kapatmak için devrimleri olabildiğince hızlı bir şekilde uygulamak istemişti

 

Falih Rıfkı Atay‘ın anlattığına göre Mustafa Kemal Atatürk, Sarayburnu’nda katıldığı bir açık hava eğlencesinde “Müziksiz devrim olmaz.” demiştir. Atatürk’ün burada kastettiği müzik, klasik batı müziğidir. Bu olayın üzerinden çok geçmeden Avrupa’nın ünlü sanatçılarından bazıları Ankara’ya davet edilmiştir. Bu kişilerin arasında olan Paul Hindemith, 1936 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı‘nı kurmuştur. 1934 yılında “Milli Musiki ve Temsil Akademisi Kuruluş Kanunu” çıkarıldı ve Müzik İnkılabı’nın programını yapmak için bir kurul oluşturuldu. Bu konu için Avrupa’dan getirilen uzmanlar çalışmalara başladı.

Dönemin en önemli bestecilerinden olan Bela Bartok, Ankara Halkevi Başkanlığı’nın davetlisi olarak 1936 senesinde Türkiye’ye gelmiştir. Türkiye’de bir aya yakın süre kalan Bartok, bu süre içinde Ankara da üç konferans ve iki konser vermişti. Aynı zamanda Türk müzik insanları ile de saha araştırmaları gerçekleştirerek, Türk müziğine katkıda bulunmuştur.



Bir Çağdaşlaşma Aracı: Müzik

Bilim ve sanat, çağdaş toplumunun vazgeçilmez birer parçasıdır. Atatürk döneminde gerçekleştirilen bu devrimler ile, dönemin şartları göz önünde bulundurulduğunda önemli kazanımlar elde edildiği kuşkusuzdur.

Müzik devrimi dönemin çağdaşlaşma aracı olarak ele alınmıştır ve bu yönde değerlendirilmiştir. Özellikle opera sanatına karşı özel bir ilgiye sahip olan Atatürk’ün aynı zamanda Batı ezgilerine ilgi duyduğunu, danslarını bildiğini, türkülerimizi çok sevip, sürekli söylediğini ve halk oyunlarına karşı da ayrı bir ilgisi olduğunu biliyoruz.

Atatürk, ilgiyle yaptığı ve zaman geçirmekten hoşlandığı tüm aktiviteleri, çevresindekilere de aşılamaya ve onları da teşvik etmeye çalışırdı.

“Mustafa Kemal Suriye’de görevliyken bir akşam evine dönüşte sokağın birinden müzik sesleri duyar. Camlar kâğıtlarla kaplı olduğu için içeri girer. İtalyan demiryolu işçileri mandolin çalıp müzik eşliğinde şarkılar söylemektedirler. Derin bir gıpta ile bakar onlara. Hayat bu kâğıtla örtülü pencerenin ardında diye düşünür. Sonraki günler bir işçi kıyafeti bulup ara sıra aralarına katılıp eğlenir.”

– Falih Rıfkı Atay – Çankaya











Mustafa Kemal Atatürk Müzik İle İlgili Yaptığı Çalışmalar

  • 1924 yılında İstanbul’da bulunan Makam-ı Hilafet Mızıkası Ankara’ya getirilmiş ve Riyaset-i Cumhur Musiki Heyeti (Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası) adını almıştır.
  • 1924 yılında çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile müzik eğitimi laik bir temele oturtulmuştur.
  • 1924 yılında Ankara’da Musiki Muallim Mektebi açılmıştır.
  • 1925 yılından itibaren yetenekli olan öğrenciler, modern bir müzik eğitimi almaları için Avrupa’ya gönderilmeye başlanmıştır.
  • Türk Halk Müziğinin ezgileri ve bu türe ait eserler derlenmeye başlanmıştır.
  • 22 Ocak 1927 tarihinde İstanbul Belediye Konservatuvarı açılmıştır ve bu okulun müfredatına Batı müziği bölümü eklenmiştir.
  • Avrupa’da aldıkları müzik eğitimini tamamlayarak yurda dönen gençler, 1927 ile 1930 yılları arasında Musiki Muallim Mektebinde görev almaya başlamışlardır.
  • 1931 yılında Balkan oyunları müzik festivali düzenlenmiştir.
  • 1933 yılında okunan Atatürk’ün 10. Yıl Nutku’nda, Türk müziğinde çağdaşlaşma amacı belirtilmiştir.
  • 1934 yılında Adnan Saygun tarafından ilk Türk operası bestelenmiştir.
  • 1935 yılında Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
  • 1934 ile 1936 yılları arasında, Avrupa’daki saygın müzik uzmanları Türkiye’ye davet edilmiştir.
  • 1936 yılında Ankara Devlet Konservatuarı açılmıştır.
  • 1937 yılında bilimsel temellere dayanan halk ezgileri derleme çalışmaları başlamıştır.
  • 1937 yılında Ankara Devlet Konservatuarında, Türk Halk Ezgileri Arşivi kurulmuştur.
  • 1938 yılında Ankara’da Askeri Mızıka Okulu kurulmuştur.













Yorumlar - Yorum Yaz